tag:blogger.com,1999:blog-22406745968115656822023-11-15T22:17:09.048+03:00OLTA İĞNESİ.Oltanın ucundaki küçük çengel.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.comBlogger54125tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-40946050255369008102012-04-04T17:49:00.004+03:002012-04-04T17:56:36.087+03:00Adalet biziz, susmayacağız!<a href="http://4.bp.blogspot.com/-fJxbmeRqWUM/T3xgpNzRz9I/AAAAAAAAAHw/wkMj7st9hRg/s1600/kadinlar_BANNER_3.png"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 62px;" src="http://4.bp.blogspot.com/-fJxbmeRqWUM/T3xgpNzRz9I/AAAAAAAAAHw/wkMj7st9hRg/s320/kadinlar_BANNER_3.png" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5727559087304069074" border="0" /></a><br /><br /><br /><br /><a href="http://www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net">www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net</a><br /><br />Twitter<br />@KadinYuruyusu<br /><br />Facebook<br />http://tr-tr.facebook.com/kadincinayetlerinidurduracagizoltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-4717883899006077682012-01-05T23:08:00.006+02:002012-01-07T11:12:00.728+02:00...En son Acıbadem'den koştura koştura gittiğimi hatırlıyorum. En son o gün gördüm. Belki sonra gördüm bir daha. Hatırlamıyorum. Söz vermiştim. Bir sürü söz vermiştim. Tutamadım o sözleri. Ama sebebi vardı. Valla vardı. Hep aklımdaydı onlar. Ama yapamadım bir türlü. Vaktim yoktu demeyeceğim tabii ki. Vardı. Ama işte tutamadım.<br />Haa. Kadıköy'de karşılaşmıştık. Yanında birisi vardı. Hatırlamıyorum şimdi. Bir şey olmuştu. Dedikodu yapacaktık galiba. Kafam biraz güzeldi o akşam. Tamam, tamam. Çok güzeldi kafam. Sana bir şey anlatmıştım. "Görüşmemiz gerekiyor" demiştin. Sanırım o gece gördüm en son seni. Onlarca şey aklıma geliyor şimdi. Belki o yüzden bir şey hissedemiyorum. Böyle anılar hızlı hızlı gelince aklına donup kalırsın ya. Öyle. Hissetmiyorum bir şey. Kafamdan hızlı hızlı düşünceler geçiyor. Çok saçma. Beynim patlayacak gibi. Dolapta bir küçük rakı var. Soğuk. İçebilirim tam şu an. Sigara içmem gerekiyor. Çekmecemde 2 dal sigara var. Atmamışım nedense. Halbuki dolu bir paket sigarayı arkadaşıma vermiştim. Ama o 2 dal kalmış. Winston Soft. Şu an senin içtiğin sigara markası geldi aklıma. Viceroy içiyordun galiba. Gri paket. Belki ben yanlış hatırlıyorum. Bilmiyorum. Bırakmıştın zaten. Çok önemli değil Bir kadeh rakı içsem mesela. Bakkal sabaha kadar açık. Sigara alabilirim rahatlıkla. Belki şişeyi bitiririm. Ama olmaz. "İçme" demiştin sen. Telefon kullanmayı bırakmıştım geçen sene. Sen çok sevinmiştin bunu duyunca. Kulağıma doğru eğilip "Durumumla alakası yok ama insan ister istemez düşünüyor" demiştin. Hafif utangaç bir şekilde tebessüm etmiştin. Dalga geçerim mi sandın? Başımın ağrısı alnıma vuruyor. Zonkluyor resmen. Televizyon açık. Saçma bir yarışma programı var. Kapatmak istiyorum. Olmuyor bir türlü. Neydi? Ha! İçki içmemem lazım. Armut yerim o zaman. Hem sağlıklı bir şey o. Zararsız. Ağrı artıyor. Belki ilaç almalıyım. Kafama takıldı cidden. Hangi marka sigara içiyordun? Yanlış hatırlıyorum büyük ihtimalle çünkü. Bira içtiğini hatırlıyorum mesela. Başka? Bir kaç kitap adı var aklımda. Bir kaç film adı. Sen önermiştin. Saçma sapan sorularıma sakin sakin cevap verirdin. Ne çabuk geçmiş zaman kullanmaya başladım cümlelerde. Yazının başında da böyle mi kuruyordum cümleleri? Annem bir şeyler söylüyor. Dinlemediğim için anlamıyorum. Sanırım annemin bu kadar çok konuşması baş ağrımı arttıran. Konuşmamı istiyor galiba. Konuşmak istemiyorum ama. Tutamadığın sözler çok kötü. Çok can acıtıyor onlar. Tak tak tak kafana vuruyorlar.<br />"Niye tutmadım o sözleri" diye düşünüyorum şimdi. Gitmeyeceğini biliyordum çünkü. "Nasılsa burada" diyordum. Ertelemek değil ama bu. Kısıtlı bir zamanımızın olmadığına inandırmaktı galiba.<br />Bir ara aradım seni ama telefonun açılmadı. Karşımda bir arkadaş vardı. Tedirgin bir şekilde bakıştık. "Yok artık"dedi hemen ardından. Birasından büyük bir yudum aldı.<br />Bir telefon geldi bu akşam. o gün karşımda oturan arkadaşım arıyordu. "Ayakta mısın" diye sordu. "Evet" dedim. "Otursana kardeşim" dedi. Oturdum. Aklımdan onlarca isim geçti o bir kaç saniyelik sessizlikte. Ama seni hiç düşünmemiştim. Senin ismini duyacağımı hiç düşünmemiştim. Çok saçma geldi. Saçma.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-57561002184432268092011-12-23T22:11:00.001+02:002011-12-23T22:56:46.069+02:00Ay Büyürken Uyuyamazmış!Normalde izlediğim filmleri pek eleştirmem. En azından blogumda. Zaten eleştirmek falan benim haddime değil. İşin okulunda okusam bile eleştirmenlik farklı bir durum. Zevk-renk meselesi var bir de.<br />"Niye yazıyorsun o zaman bu yazıyı?" diye soruyorsun içinden. Bilmiyorum valla. Konu bulamadım. Bu çıktı.<br /><br />-Ay Büyürken Uyuyamam.<br /><br />"Şerif Gören Efsanesi" diye bir kavram vardı bende. Yol, Kurbağalar, Yılanların Öcü, Amerikalı gibi filmleri izledikten sonra oluştu bu kavram bende ister istemez. İlkbaharda duymuştum Şerif Gören'in tekrardan sinemaya döneceğini. 18 yıl sonra yanlış bilmiyorsam. Eser Necati Cumalı'ya ait. Kendi içinde iyi oyuculara sahip. Doyurucu bir bütçe ile çekilmiş. Eleştirileri okumama rağmen "Şerif Gören kaç seneden sonra sinemaya dönücek ve ben izlemeyeceğim ahahahaaa " diye geçirdim içimden. Hatta dışımdan. Fakat, o ne öyle be ağbi?! Eleştirmek benim haddime değil demiştim. Hatta düşüncelerimi bile kendime saklıyorum. Yalnız 2 şey söyleyeceğim. 1-Filmin senaryosu YOK. 2-"Sosyal Deprem'i" (çok garip ve ne idüğü belirsiz) bir deprem sahnesi ile anlatmışlar. İzleyip izlememek size kalmış. Ben yine de Şerif Gören gibi bir yönetmenin filmini beyazperdede izlemekten mutluyum.<br /><br />-Acımasız Tanrı<br /><br />Roman Polanski'nin (neredeyse) tek mekanda geçen filmi. Zaman zaman bu -tek mekan- olayı yüzünden biraz bunaldım. Fakat hikaye öyle bir ilerliyor ki tövbe-bismillah gözünüz o tek mekana takılmıyor bile. 4 insanın "özlerine" dönmelerini izlemek ise muhteşemdi. Bir de ben filmden etkilendiğimi hafızama filmden bir kaç cümle attıysam anlarım.<br />-Erkekler oyuncaklarına çok bağlanıyorsa bu onları küçültüyor.<br />-Erkeklerin iki eli boş olmalı.<br />Alan adlı müstesna karakterin telefonu için "Bütün hayatım oradaydı" demesi, hayatını telefona endekslemiş (ya da genel olarak teknoloji) insanların ne kadar komik daha doğrusu acınası olduğunu gösteriyor. Zaten yukarıda yazdığım repliklerde bu telefon muhabbeti ile alakalı. Sadece telefonuna çok bağlı erkekler bile gidip izlemeli ve ne kadar aptal durduklarını görmeliler. Onun dışında Alan gayet güzel bir karakter. Rahatlığı filmin başında biraz rahatsız ediyor fakat ilerleyen dakikalarda yükselen gerilimi dindiriyor. En azından beni gülümsetti.<br />Onun dışında Alan "düzene ayak uydurmuş" bir avukat. Onun dışında Penelope'nin her an sinir krizi geçirecek hali beni benden aldı.<br /><br /><span style="color: rgb(153, 0, 0);">-Spoiler-</span><br /><span style="font-size:78%;">Kate Winslet çok güzel kustu cidden.</span><br /><span style="color: rgb(153, 0, 0);">-Spoiler-</span><br /><br />-Labirent<br /><br />İşte sanırım 4 film arasından en beğendiğim bu oldu. Filmi izlerken "Ben bu hikayeyi bir yerden hatırlıyorum" diyorsunuz. Çünkü hem klasik casus filmlerine benziyor hem de gerçek hayatta yaşadığımız canlı bomba eylemlerini hatırlatıyor. (Bana göre) Kesinlikle özenti değil bu film. Türk işi olduğunu hissettiriyor. Ama acemiliğinden değil. Zaten acemice çekilmemiş bu film. Bilmiyorum. ben beğendim. Aksiyon filmlerini seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Oyucular zaten harika. Özellikler Ozan Bilen ve Umut Kurt damgasını vurmuş. Hatta oyunculuklarıyla dövmüşler. Şimdi bir kaç replik var aklımda ama yazarsam spoiler'ın allahını vermiş olurum. O yüzden tek bir cümle yazacağım. Fikret: Bu ilk mi sanıyorsun. (Ki bu cümle bence yeter. Hatta Artar.)<br /><br />-Entelköy Efeköy'e Karşı<br /><br />"Şahin Irmak var. Bol bol güleriz artık" diyen varsa sakın gitmesin bu filme. Salonda 6 kişiydik 2 kişi ara verildiğinde çıktı. Diğer çift ise daha sabırlıydı. Ama çocuk koca salonda volta attı durdu arada. Kızda sürekli telefonuyla oynadı. Zaten film başladıktan 15 dk. sonra çıktılar. Çıkarken "Beklediğim gibi değildi. Şahin Irmak niye oynamış yea" gibi laflar etti çocuk. Çok güzel hareketler tadında bir şey bekliyorlardı herhalde. Neyse canım bana ne. Niye anlattım bilmiyorum. "Bugün tarihini satan yarın donunu satar" diyen bir "Aşırı"mız var mesela elimizde. Efeköy ahalisinin gözünü açmaya çalışan bir adam bu. Muhtar ile tatlı bir kapışması var. Amcaoğlu diye bir şey yapamıyor ama Muhtara. Nejat Yavaşoğulları var bir de filmde. Ben misafir oyuncudur zannediyordum ama bayaa rol almış. Hiç fena olmamış. Güzel güzel dinledik Bulutsuzluk Özlemini. Hoştu. Film de güzeldi gayet. Afişinden, fragmanından özellikle ADINDAN daha güzel bir film vardı karşımda. Önyargı ile yaklaşmayalım lütfen bu filme. İzleyelim.<br /><br /><br />*"Niye bu başlığı koydun?" diye sordun herhalde içinden. Ay Büyürken Uyuyamam filminde "Kadınlar ay büyürken uyuyamaz" diyorlardı. Entelköy-Efeköy'e Karşıda da aynı muhabbet vardı. Muhtar diyordu orada da "Ay Büyürken Uyuyamazmış" diye. Hatta "Aşırı" karakteri bu lafın çıkış noktasınıda anlatıyor bize bir güzel. Aynı dönemde vizyona giren 2 filmde de aynı muhabbetin dönmesi hoşuma gitti. O yüzden böyle bir başlık koydum.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com14tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-47405377860016248952011-12-20T12:45:00.003+02:002011-12-20T13:48:30.079+02:00Üstüne alınan alınsın. BANA NE!"Aşık oldum" lafını hiç kullanmadım galiba. Kullandıysam yalan söylemişim demektir. Pardon. Şöyle bir düşününce cidden aşk lafının ne anlama geldiğini bilmediğimi farkettim. Sözlük'e baktım, ekşi sözlük yorumlarına baktım abarttım viki'ye bile baktım. VE BİR BOK ANLAMADIM. Aşk lafını benim beynimim süper ötesi kıvrımları alglayamıyor sanırım. Eblehleşiyorum.<br /><br />Etrafımda bulunan insanlara baktığım zaman ise ben aşk değil saplantı görüyorum. Büyük ihtimalle başkalarının aşk diye nitelendirdiği his benim gözümden bakıldığında sadece saplantı. Birisini elde etme hırsı<br />İlla bana aşık olsun durumu<br />Benim için onu terk etti<br />Onun için nasıl beni terk eder<br />Ben güzelim diğeri çirkin<br />Ben akıllıyım diğeri salak<br /> vs. vs.<br />İnsanlardan sık sık duyduğum laflar bunlar. Benim ağzımdan da aynıları çıkıyor zaten. Ama bu aşk değil bence. Kazanma hırsı. "Abii adam tam gerizekalı, beni tanıdıktan sonra nasıl döner o herife", "Ya karı iğrenç. Görsen miden kalkar. Nasıl bir mide varsa bu da onu seçti" gibi gibi laflar duyuyorum. Hep karşı tarafı ezen, "Ben mükemmelim" havalarında gezinen insanlar. Mesela ben öyle değilim. Hatta sevgililerimin eski ya da yeni sevgililerini çok beğenirim. Hatta içimden hak veririm ama dışarı vurmam pek zor olur valla. Neyse. O lafları eden insanların bir de "aşığımmm" naralarını duymak mide bulandırıyor. Siktir git angut demekten kendimi alamıyorum. Bayaa saplantılı çünkü. Gözünü hırs bürümüş. "Çünkü aşığım" diyerek kendini haklı çıkartmaya çalışıyor. Hee ben de öyleyim. Gayet kabul ediyorum.<br />Bir de şey durumu var ben de. Böyle hoşlanıyorum birisinden mesela. Ama kendime yakıştıramıyorum bu durumu. Neden? Çünkü arkadaşımın eski sevgilisi belki eski sevgilimin arkadaşı ya da arkadaşımın hoşlandığı adam ve ya zamanında arkasından demediğimi bırakmadığım bir adam. Bunlardan bir tanesi olabilir ya da kabuslarda bile zor görünecek cinsten bütün bu özelliklere sahip bir adamdan hoşlanılır. Hee. Evet. Sonra bu basit hoşlanma bende büyür büyür... Yok büyümez aslında. Ben büyütürüm sadece. Neden? Çünkü utanırım. "Nasıl yaparım?" diye sorgularım sürekli kendimi. Halbuki elimde olan bir şey değildir bu. Hislerime söz geçirecek kuvvetim yok. Zaten böyle bir kuvveti olduğunu sanan varsa "Senin hislerin kuvvetli değilmiş canım" der ve giderim. Haa! Ben büyütürüm işte bunu. "Aşık oldum" ben diye bas bas bağırırım. Öyle bir şey değildir ama. O hoşlanma ya da beğenme durumu beni utandırdığı için aşk gibi temiz bir şeyi kullanarak temizlemeye çalışıyorum kendimi. Yalnız burada şöyle bir fark var. "Ben aşığım" diyerek kendini kötü hissetmeni engellemek var. Bir de "Ben aşığım" diyerek yaptığın iğrençlikleri (ayrıldığın halde eski sevgilini taciz etme ve ya hoşlandığın kız sevgilisini aldatırken....) kapatmaya çalışma durumu var.<br /><br />Neyse! "aşk" kavramını anlamıyorum. "Aşık" olduğunda hissedilen şeyleri ben hissedemiyorum. Çünkü ben "aşk" şeysini bir paravan ya da ne bileyim çamaşır suyu niyetine kullanıyorum. Ruh eşi bilmem ne zırvalarına hiç girmeyeceğim o mertebeye ulaşabilmem için önce gerçekten aşık olmam gerekiyor bence.<br /><br />Bir de etrafımda o birbirlerine "çok aşık" olan insanlar nedense bir önceki sevgililerini aldatmışlar. Bilmiyorum. Belki ben paravan olarak kullandığım için o şnsanlarda öyle kullanıyormuş gibi hissediyorum. "Sevgilimi bu kadınla aldattım ben kesin aşığım" falan denilmiyor tabii. O bir süreç. Ya da değil. Ben saçmalıyorum belki. Herkesi kendim gibi görüyorum. Aslında "aşığım" diyen insanlara inanmıyorum. Sorun bu! Adam kız arkadaşını aldatıyor (ki burada en büyük mesele "aldatmak" kelimesinin anlamını bilmediği için aldatmadığına dair yeminler ediyor) bu sırada konuştuğu diğer kıza aşık olduğunu anlıyor. Siktir git! Sen ne bok yediğini bildiğin için kendine yakıştıramıyorsun ve kendini bir yalana inandırıyorsun. İşte bazı yalanlar 6 yıl sürüyor bazıları 1 ay. Bence bu kadar.<br /><br />Niye bu yazıyı yazdığıma dair en ufak bir fikrim yok. Güzel bir olay ile ilgili bir post hazırlayacaktım ama bu çıktı.<br />Bu yazıyı yayınladıktan sonra insanlar arayıp "Bana mı laf soktun" diye mırlayacaklar. Bir kez daha tekrarlamakta fayda var diye düşünüyorum. Yazıyı yazarken "ay şuna laf sokayım" diye bir şey geçirmiyorum içimden, hatta gelen telefonlardan sonra şaşırıyorum. Çünkü ben a hakkında yazarken b üstüne alınmış mesela. Blogumu okuyanlara burada laf sokmam. O kadar değil. LAf sokuyorsam zaten isim veririm. Genellikle blogumu okumadığını düşündüğüm insanlarla alakalı örnekler veriyorum. Ama yarası olan yine gocunabilir. Bence sorun yok.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-19511434593230802652011-10-17T15:07:00.006+03:002011-10-17T16:40:26.627+03:00öyle böyle<span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>İnsanların fotoğraflarını çekip, sapık gibi saklama özelliğim bir işe yaradı en sonunda. Gazetede çalışmaya başladım arkadaş. Sürekli fotoğraf çekiyorum ve sadece seçtiğim fotoğrafları yayın yönetmenine veriyorum. Çok enteresan bir olay. En azından benim için. <div><span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>2 haftadır eşşek gibi çalışıyorum. Haftanın 2 günü okula gidip, diğer 4 gün sabah 9 akşam 7 çalışmak nasıl zor bir şey tahmin bile edemezsiniz. Hele benim gibi kafasına estiği zaman dışarı çıkan bir insan için ofis ortamında bulunmak gerçekten zor. Zaman zaman belediyeye ya da kaymakamlığa gittiğimde pek mesut oluyorum. Gün yüzü görüyorum. </div><div>Resmi olarak 1 gün izinliyim. "Pazar". Pazar günü benim için başlı başına bir stres kaynağıdır. (Ertesi gün yeni hafta başlayacaktır. Hava kesin yağmurludur.) Pazar günleri benim için daha bir korkutucu olmaya başladı. Hem evde oturmak istiyorum, hem de dışarı çıkmak. Evde kalıp çay-kahve içmek, film izlemek, uyumak, yemeklerimi tam saatinde yemek yiyorum. Ama diğer yanım var yaa. Üf! "Dışarı çıksana yavşak." diye bağırıyor bana. Bunları dışarıda da yapabilirsin diyor. Doğru. "Hatta arkadaşlarınla buluşursun fazladan" diyor o içimdeki. Ee doğru. </div><div><span class="Apple-tab-span" style="white-space:pre"> </span>İşin en saçma tarafı, oradan oraya koşturmama rağmen hayvan kadar boş vaktim var. Ve ben bu duruma çok üzülüyorum. Haftada 40 saat boyunca bilgisayarın başında olduğum için evde olduğum zamanlar bilgisayarı açmıyorum genellikle. Televizyon izlerken başım ağrıyor. Kitap okuyorum, film izliyorum fakat vakit dolmuyor. İşten çıkıp insanlarla buluşuyorum Taksim'de ya da Beşiktaş'ta. Yalnız bir orospu çocuğu var. Ööf! O geçen hafta bana Bebek'te buluşalım dedi. Ağzını burnunu kıracaktım. Puşt! O saatte Bebek'e nasıl gidilir mal! Yemin ediyorum etrafımda bir sürü dallama var. </div><div>Ben de bazen dallama olabiliyorum. Üzülmeye, dertlenmeye gerek yok. </div><div>Tabii bütün bunlar bloga az uğramam için bir sebep değil. Biliyorum. Elimden gelen bu kadar ama. </div><div><br /></div><div>Bütün yazıyı bir okuyayım dedim ama afedersiniz bok gibi yazmışım resmen. (Kimsenin eleştirisine ihtiyacım yok. Gerekirse kendi eleştirimi kendim yaparım diyen ergen kız.) </div><div><br /></div><div>Reklam yapmadan yazıyı bitirmek istemedim. :)</div><div>Güzel hikayeler okumak isteyen insanlar varsa onları da <a href="http://yalim-yarkin.blogspot.com/" style="font-weight: bold; ">şu yöne alalım.</a> Özellikle <b><span class="Apple-style-span" >ESKAM</span></b>'ı severek okuyoruz.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-11695986676605312312011-09-27T13:01:00.004+03:002011-09-27T13:11:56.327+03:00Her sene mayıs ayında kesin bi' bok yiyorum ben. İstisnasız. Kesin. "ulahn! sen bu diilsin salakh" diye kızıyorum kendime. Çok geçmeden kalbim pır pır çarpmaya başlıyor ve "nıh nıh nıh" diye iğrenç bir şekilde gülüyorum.<br /><br />3 ay önce yaşadığım şeyi neden bugün yazdığım ise ayrı bir mevzu.<br />Komik.<br /><br /><br />İnsan en yakın arkadaşına bile güvenmemeli. Bazı konularda.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-39619826001573339732011-06-12T15:33:00.002+03:002011-06-12T15:52:21.882+03:00böylebişeybudaişte<span style="color: rgb(204, 0, 0);font-size:78%;" >Yazmayınca yazmayı unutuyormuşsun. Hee! Böyle saçma bir giriş yaptım. Çok hoş.<br /><br />Kısa bir ara verdim malum.</span><br /><br />Çok değişik şeyler yaptım bu zaman diliminde. Ooo ne seksler, ne fuhuşlar... Yok lahn! Sıradan bir hayat. Araba kullanıyorum şu sıralar bol bol. O ilginç bak. Bir de aşık oldum. O daha bir enteresan. Aşık olduğum adamın yaşı ise daha bir enteresan falan. Öyle işte.<br /><br />Yaşar Kemal okuyun arada sırada. Ben çok severim.<br />Bu Diyar Baştanbaşa ile başlayabilirsiniz mesela. Güzeldir o.<br /><br />Oy kullandım mesela bugün. O kabine girene kadar çok emindim kendimden. Pusulayı açtım. Tam mühürü basıcam gözüm bağımsızlara kaydı. Çetin Doğan'ı gördüm ilk. 60 bin oy yeter sözü geldi aklıma. Sonra Sırrı Süreyya Önder'i gördüm. Valla hiç konuşmasını dinlemedim onun. Ama güleç yüzü aklıma geldi. Sırıttım. Bunların hepsi 3 saniyede falan oldu galiba. Birden ayıldım ve mühürü bastım gerekli partiye. Çekirdek ailemiz ilk kez aynı partiye oy vermiş oldu. Genelde babam hep gıcıklık yapardı. Garip şeyler işte.<br /><br />Bir de nedense Şişlide oy vermekten dolayı pek memnunum. Neden bilmiyorum valla. Ama pek hoş göründü bugün sokaklar gözüme. Hee! Öyle.<br /><br /><br />Oy vermeyen insanlar varsa. Koşun! Oy verin hemen. İnternete filtre gelmesin lan. Üzülürüm.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-38347656780840756042011-05-31T21:35:00.002+03:002011-05-31T21:42:20.477+03:00Şiir.Kaybolmasın diye koydum buraya. Benim değil.<br />Bilen bilir.<br /><br />Nefesinin rüzgarları sardığında geceyi<br />Uzakta bir yerde ay kapattıgında gözlerini<br />Bilirim.<br />Ağzımdan sarkacak son bir sigara<br />Ardımdan ağıt yakacak son bir nota olmadan<br />Öleceğim<br />Uykunda dudakların<br />Sürtük bir tebessüm ile kıvrılacak<br />Belki komşun darlanıp balkonda bir sigara yakacak<br />İşte o nikotin olup geleceğim.<br />Söylenmemiş sözleri alıp da yanıma,<br />-kimisi aşık kimisi katil sözler onlar-<br />Ruhumu kanser eden tüm artıklar ile ciğerlerine dolacağım.<br />Okuduğun kitaplara dahi sineceğğim.<br />Nefret doğuran gecelerin davasını açacağım dudaklarına.<br />Bu gece değil ama,<br />Bu gece klarnetin ağladığı kulaklarımda,<br />Klarnetten cok ben ağlayacağım.<br />Üzüntüden değil ama!<br />Vallahi üzüntüden değil!<br />Silüetin ile karsilaştım diye,<br />Karşılaştım ya hani bugün gölgenle,<br />İşte!<br />Gözlerim işte ondan sulanacak!<br />Bir toz zerresiymişsin gibi güzelim,<br />Seni kovmaya çalışarak<br />Yaşlanacak.<br />Ben yaşlanacağım.<br />Ama belki böyle uğursuz bir gece...<br />Böyle bir gece be işte!oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-68912401288098727302011-01-27T14:45:00.004+02:002011-01-27T15:04:19.627+02:00Ehe!Tesadüfler beni tekrardan getirdi buraya. Uzun zamandır "artık yazma zamanı geldi" diyordum ama üşengeçliğin allah belasını versin. Geçenlerde yaklaşık 2-3 aydır görmediğim 3 insanı aynı gün gördüm. "Telefonların niye kapalı?" sorusunu fazlasıyla duydum o gün. Aslında genel olarak duyuyorum. Telefonum bozuldu ağbi benim suçum yok. "Niye telefon almıyorsun?" diye sormayın sakın. Nedenini bilmiyorum ama mutluyum yahu. Telefonsuz hayat çok güzelmiş. Ben çok sevdim. <div><br /></div><div>Bayaa olmuş yazmayalı yea! Şimdi farkettim. Bu süre zarfında ben pek eğlendim canlar. Çok güzel insanlarla tanıştım. Hayatımı değiştirdim. Bildiğin değiştirdim yea. Kadıköy artık benim için çoook uzak bir anı gibi mesela. Haa gidiyorum yine ama değişti sanki. "Öehh" diyerek çıkıyorum evime atıyorum kendimi. </div><div><br /></div><div>Yazın teptiğim bütün fırsatlar yeniden karşıma çıktı bu süre içinde. Hemen atladım tabii. Hayallerimin bir kısmını gerçekleştirdim. Geriye 1-2 tane kaldı. Onlar içinde vakit var. En mutlu olduğum kısım "Değişmişsin" lafını duymak. Tabii bu lafı beni çok iyi tanıyanlar söyleyebiliyor sadece. Ama olsun.(: Bu 2 ay boyunca bir çok yanlıştan son anda döndüm. Ama dönebildim en azından. Eskiden dilimden düşürmediğim "sonuna kadar savaşırım" lafını artık kullanmaz oldum. Güzel oldu güzel.</div><div><br /></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-6617689536699961662010-11-25T13:14:00.002+02:002010-11-25T13:14:52.451+02:00MimimimimimimMim benim işimi kolaylaştırıyor canlar. Paslayın bana 1-2 mim rahat edeyim. ):<br /><br /><strong><em>Mim Konusu:</em></strong> Garip Alışkanlıklarımız ve Yapamadıklarımız Nelerdir?<br /><br />-Babamdan para isteyemem ben. Çok utanırım. Anneme söylerim. O ister babamdan. (Babam dünya tatlısı bir insan ama benim çok saçma bir huylarım var. Saygısızlık olarak görüyorum.)<br /><br />-Kendimden büyüklerin yanında sigara içemem. 4 yaş büyükten bahsatmiyorum tabii. Arkadaşarımın annesi falan. (Saygısızlık abii bana göre!)<br /><br />-Büyüklerle konuşurken sesim incelir. Mıy mıy konuşmaya başlarım.<br /><br />-Annem ve babamı öpmemişsem günümün kötü geçeceğine inanırım.<br /><br />-Yatmadan önce dinlediğim 4 şarkı vardır. Dinlemeden uyuyamam.<br /><br />Daha var ama aklıma gelmiyor. Gelirse eklerim.(:<br /><br />Uyumadan önce dinlediğim 4 şarkı.<br /><br /><a href="http://fizy.com/#s/1ls6om">You're the only one.</a><br /><a href="http://fizy.com/#s/1mkutj">Flying away.</a><br /><a href="http://fizy.com/#s/1lrfd4">Love.</a><br /><a href="http://fizy.com/#s/1lrf5p">Time after time.</a>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-31856804127369756202010-11-14T22:24:00.002+02:002010-11-14T22:50:18.855+02:00Bağırmak istiyorum!Kasım kastırıyormuş abii! Yazacak onlarca şey var ama yok. Iıh! Elim gitmiyor bilgisayara. Öküzlüğüm tuttu diğer blogları bile okumuyorum. Okumak istiyorum ama bilgisayarın başında vakit geçirmeyi sevmiyorum artık. Dizi izliyorum sürekli. Chuck, The big bang theory, Himym, Gossip Girl, House, Fringe ve yazmaya üşendiğim onlarca dizi. <div><br /></div><div>Şu 3 gündür sürekli içim daralıyor. En mutlu olduğun anlarda bile alttan alta bir şey kemirir ya beynini. Hah! Ondan işte! </div><div>En yakın arkadaşlarımdan biri gidecek mesela. Deniz. Cuma akşamı kaldım onda. Doğa-Deniz ve ben. Bir mutluyum, bir üzgünüm. Sürekli anılar kemiriyor beynimi. Deniz'in evine ilk gidişim geliyor. Aynı şeyleri yapmamak için (affedersiniz) götümü yırtıyorum ama olmuyor. Rakı içtim, eğlendim, anlattım, ağladım, anlattım, ağladım, sızdım...Deniz ile bir büyük devirmedim demem en azından. Eğlendim ama üzüldüm. Sürekli aklıma bir şeyler geldi. Dilim çözüldü. Sanki ağzımdan kerpetenle laf alınıyor haa! "Nasılsın?" diye sormadan derdimi anlatan bir insanımdır. Dilimin çözülmesi normal bir durum yani. Sabah Deniz'in küfürleri ile uyandım. Pasaportu geldi ve şu 1 hafta içinde Almanya'ya gitmesi kesinleşti. 1 yıl orada kalacak yea! Asabım bozuldu! Herşeyimi bilen arkadaşım gidiyor. "Artık kimseye derdimi anlatamam. Sıkıyor artık. Olayları anlatıyorsun ama yarısında ağzına tıkıyorlar lafı." dedim Deniz'e bugün. Gerçi emşnşm Deniz bile memnun değildir bu kadar çok şey dinlemeye. Yüzüme "Gerizekalısın" diyor ama eminim içinden bin katını diyordur. olsun. Herşeye rağmen dinliyor. Ağzıma sıçsa, duymak istemediklerimi söylese bile konuşuyor benimle. Ağzıma tıkamıyor lafı. O yüzden özleyeceğim onu. Herşeyimi bilen bir insan o. Korktuğum şeyleri dile getiren, beni korumaya çalışan, ilerde pişman olacağımı bildiği için beni engelleyen, yaşadıklarımı bilen, salaklıklarıma katlanan, dinleyen, eleştiren, ağzıma sıçan, mutlu günümde yanımda olan, mutsuz olduğumu söylemeden anlayan, çok içtiğim için kızmayan,...Bunlar işte. Şimdi bu kız 1 yıl yok. Almanya'da. Buraya bunları yazma sebebim ise...Böyle ne bileyim. Gidiyor falan diye değil. Değişmesin diye. En azından bana karşı olan tutumu değişmesin diye yazdım galiba. Bu kadar dürüstüm işte.(: 1 yıl çok uzun bir süre. En azından benim için. Değişmeyeceğini bilsem yazmazdım büyük ihtimalle. Ama nedense çok değişeceğini düşünüyorum. Hüzünleniyorum bir de. Bütün sevdiklerim gidiyor tek tek. Yalın kalıyorum yavaş yavaş. Canım acıyor. Değer veren insanların gitmesi kötü. Çok kötü. Çok özlüyorum beni bırakıp giden insanları. En ufak bir şey bile hatırlatıyor ve ben çok büyük küfürler ediyorum salaklıklarıma. Öyle işte! Böyle bir yazı oldu.</div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-35292178216627469752010-11-07T21:40:00.003+02:002010-11-07T22:23:11.893+02:00N'oluyoo yea<span style="color: rgb(204, 0, 0);font-size:78%;" ><span style="font-weight: bold;">Vizelerimin başlaması çok tad kaçırıcı. Ben daha hazır değilim yeaa! </span></span><br /><br />-Anneannemin rahatsızlıkları moralimi bozuyor. Geçen perşembe katarakt ameliyatı oldu mesela. Normalde basit bir ameliyattır. 15 dakikada biter. Düşünün. Ama bizim koca bebek bir heyecan yapmış, bir panik yapmış ve tansiyonu fırlamış. Doktorlar dil altı hapı vermek zorunda kalmışlar. Ama o da kesmemiş anneannemi. Bunun üzerine bir de iğne yapılmış. "Ne iğnesi?" diye sormadım. Bilen bilir beni. Ben doktordan korkarım. O yüzden yanımda iğne, hastane cart curt lafı ettirmem.<br />Muhabbet uzamasın diye sormadım o yüzden.<br /><br />-İnsanların yaptıkları şeyleri duyunca yüzüm kızarıyor. Benim yüzüm kızarıyor lahn! Ben bile utanıyorum duyduklarımdan sonra.<br /><br />-Arkadaşımı benden çalan o orospu çocuğunun hayatını sikmezsem insan değilim. Yemin ederim. Hayatını karartıcam senin!<br /><br />-Bu blogu açalı 1 yıl oldu haa! Belirtmeden geçmek istemedim.(:<br /><br />-Kendi aile bağlarını görmezden gelip başka insanların ailelerine bok atan insanlar vardı bir ara. Nerede onlar?<br /><br />-Çevremdeki insanlar hayatlarını düzene sokuyor. Benim başım kel mi?! "Niye olmuyooor?"<br /><br />-Bundan sonra "Bana bir şey olmaz yeaa!" diyerek tek başıma sokağa çıkıp, içki içmeyeceğim. Gecenin bir yarısı arkadaşı dersin başından kaldırıp sokaklara çıkartıyorum sonra.<br /><br />-Hayatımda güçsüz insanlara yer yok. Bu kadar!<br /><br />-Anne-Baba! Blogumu okumayı bırakın.<br /><br />-Zamanında çok gurursuzdum. Cidden! Gurursuz insan görmeye tahammülüm yok artık. Ben dahil.<br /><br />-Bir post hazırlıyorum. 26 Ekim'de yazmaya başladım ama bitmedi bir türlü. Çok uzun değil ama yorucu. İçim sıkılıyor. Yapmak istemiyorum. Yapmak istiyorum.<br /><br />-Şu 2 haftada ben değiştim. Gaddar oldum. Yazılanlara, duygulara, o çaresiz bekleyişlere, şarkılara, yalanlara.......böyle boş boş bakıyorum artık. Hatta duyduğum bir çok şey ile mutlu oluyorum. Çünkü bu bazı insanlar başlarına geleni sonuna kadar hak ediyor. "Ölme sakın. Daha çok sürün" diye içimden bağırıyorum kahkahalar atarak.<br /><br /><br />Bir şey ele geçiriyor beni. Ve ben o kadar mutluyum ki.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-78169435535553437132010-10-23T23:57:00.003+03:002010-10-24T00:25:29.717+03:00Cumartesi günü böyle geçmemeli!"Allaaaah!" diye bağırarak attım kendimi sokağa. Dışarı çıkmak zorundaydım çünkü Fransızca kursum vardı. Bahanem hazır tabii.(: <div><br /><div><b><span class="Apple-style-span" style="color:#FF0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Kurs bitti ama Şiv'a durmaz.</span></span></b><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;"> </span></div><div>"Bir filtre kahve içem kendime gelem yeaa" diyerek oturdum kafeye. Sigara içiyorum yaa, Allah kahretsin! Dışarıda oturup kahve-sigara-kitap keyfi yapayım dedim. Demez olaydım. Bir taraflarım fena dondu. </div><div>Ellerim morardı, okuduğum kitabı anlamadım, sigaranın tadı yoktu, kahveye fazla şeker atmışım... Kısacası orada oturduğum 2 saat işkence oldu bana. "Kalksaydın lan!" demeyin sakın. İnatla keyif almaya çalıştım resmen. Haa! Bir halt olmadı.</div><div>Kalktım anneanneciğime gideyim dedim. Evde olmadığını biliyordum ama nasılsa anahtar var yeaa.</div><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#FF0000;"><b><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">İşin aslı öyle değilmiş.</span></b></span></div><div>Anahtarı soktum. Lan! Dönmüyor. Oturdum merdivenlere radyo dinlemeye başladım telefonumdan. Aldırma gönüüül aldırmaaaaa diye bağırıyor amcam. Birden hüzünlendim. Beni öyle gören müebbet hapis cezası almışım zanneder. Fena kaptırdım. Sonra bir umut tekrardan denedim anahtarı. "N'oluyor yeaa?" diye bağırdım. Anahtar döndü resmen.</div><div><br /></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="color:#FF0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: small;">Çıtınk! </span></span></b></div><div>Kapı açıldı. Ulan! Niye geriyorsunuz beni? Eve girdim "Vuhuueeaaa" diye bağırarak dans ettim. Oturdum televizyon izledim, karnımı doyurdum, ağladım biraz. Bu ağlamak hayatımın bir parçası oldu artık. Asabım bozuluyor! Bekledim gelen yok. Bekledim arayan yok. </div><div>Çıktım Kadıköy'e gittim. Yarkın ve yanında bir kaç arkadaş. Tamam bazılarını çok seviyorum ama bazıları...Neyse! Bunlar bilgisayar, internet cafe hebeleeee diye kalktılar. O internet cafe ömrümü yedi resmen. Saçma sapan bir oyun oynadık. Sonra kalktık ve (evet benim zorlamalarım ile) Karin'e gittik. İçtim biraz ama yok olmadı be! </div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="color:#FF0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-size: x-small;">Kısacası bugün beklediğim gibi geçmedi. Aslında başka bir durum ile ilgili bir yazı yazıcaktım ama son anda vazgeçtim. Neden hiç bilmiyorum.</span></span></b></div></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-64409830203114686102010-10-21T12:32:00.004+03:002010-10-21T12:58:00.534+03:00Okul-Ev-Okul-EvKendi ellerimle yaptığım miss gibi kremalı mantar çorbası duruyor masamın üstünde. Soğusun diye bekliyorum. Sıçak çorba içemem ben. Tıpkı tuzlu yemek yiyemediğim gibi. <div><br /></div><div>3 gündür sadece okul ve ev var hayatımda. Dışarı çıkmadım. Beni tanıyanlar bunun benim için nasıl bir işkence olduğunu bilirler. Ama dışarı çıkmamak demek saçma insanları görmemek olduğu için sorun yok. Haa içki içmiyorum evde olunca. Güzelliklerden biri daha. </div><div><br /></div><div>Biraz arınmak istedim sadece. Kafamı toplamak, kendimle yüzleşmek. 2 hafta öncesine kadar kafama taktıklarım artık çok saçma geliyor. İntikam, sevgi, aşk... bıdı bıdı artık. Kulaklarım bu sözcükleri duyunca ağrımaya başlıyor. Artık daha büyük sorunlarım var. Eskiden bir sorunum olduğu zaman herkes yardım eli uzatırdı. Birdenbire beliren omuzlar. "Gel hadi ağlayabileceğin bir omuz var artık" gibi. Şimdi onların hiçbiri yok. Belki var ama ben kaçıyorum bu sefer. O eller beni beklemediğim anlarda itti hep. O omuzlar en güvendiğim anda kaydırdı başımı. O yüzden artık kimseye güvenmek yok bu anlamda. Derdimde yanımda olan insanlar ne yazık ki "Ahh bebeğiiim. Benden daha dertlisin sen yaa! Gel anlat bana derdini" diyerek kendilerini "Kurtarıcı" rolüne sokuyorlar. Haa! Ben çok farklıyım sanki! Hayır değilim. Kurtarıcı rolüne girmeyi seviyorum ama insanları "ÇAT" diye yüzüstü bırakmıyorum. </div><div><br /></div><div>"Adam gibi" yanımda duracak insan varsa buyursun gelsin.</div><div><br /></div><div>Acaba bu arınma dönemim ne kadar sürecek? Cidden merak ediyorum. Çünkü neredeyse 3 yıldır kendimi bu kadar kapatmamıştım hayata. Gerçi yine kapatmadım ama insan yüzü görecek halim yok resmen. Bir "Bezginlik" çöktü üzerime. O yüzden kimse ile bire bir muhabbete girmek istemiyorum. Twitter bile çekici gelmiyor artık. O derece! Bakalım! Kaç gün devam edeceğim böyle insanlardan kaçmaya. Belki bu 3 gün ile sınırlı kalır, belki 3 ay daha devam eder. Bilmiyorum. Açıkcası merak bile etmiyorum.</div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-59409299379820238102010-10-21T11:48:00.004+03:002010-10-21T12:09:16.707+03:00Yazasım Yok! Ama Mim Görünce Dayanamıyorum.Ne yazsam? Kafamda onlarca şey var ama zor geliyor. Böyle anlarda "Mim" resmen benim kurtarıcı meleğim oluyor. (:<div><br /><div><span class="Apple-style-span" style=" line-height: 22px; font-family:Georgia, Utopia, 'Palatino Linotype', Palatino, serif;font-size:15px;"><a href="http://melekyigit1990.blogspot.com/"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">™ мγdяєaм</span></a> tarafından mimlenmişim.</span><br /><div><br /></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:x-small;"><span class="Apple-style-span" style="color:#FF0000;">Mim Konusu: </span>İstatistikler Top 5.</span></b></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-size:x-small;">İstatistiklere göre en çok okunan ilk 5 yazı.</span></b><br /><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">1.</span><a href="http://oltaignesi.blogspot.com/2010/10/bildigin-mim.html"><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;">Bildiğin Mim!</span></a><br /></span><div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px; white-space: nowrap; "><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">2.</span><a href="http://oltaignesi.blogspot.com/2010/09/darius.html"><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;">Darius.</span></a></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px; white-space: nowrap; "><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">3.</span><a href="http://oltaignesi.blogspot.com/2010/09/franszca.html"><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;">Fransızca...</span></a></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px; white-space: nowrap; "><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">4</span>.<a href="http://oltaignesi.blogspot.com/2010/09/yeniden.html"><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;">Yeniden.</span></a></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="line-height: 19px; white-space: nowrap; "><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;">5.</span><a href="http://oltaignesi.blogspot.com/2010/07/ccc-beyza-reis-ccc.html"><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;">cCc Beyza Reis cCc</span></a></span></span></span></div></div></div></div></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-62266325196526588812010-10-15T12:43:00.007+03:002010-10-15T13:29:00.559+03:00Bildiğin Mim!<span style="color:#ff0000;"><a href="http://neolacaksaolsundiyenlerdenim.blogspot.com/">Girl With The Red Balloon</a></span> mimlemiş beni. Aslında daha önce görmüştüm ama araya bir olaylar girdi ve bilgisayarımın başına geçip yazamadım. Geç olsun güç olmasın diyerek başlıyorum. Hadi bakalım.<br /><br /><span style="font-size:78%;color:#ff0000;"><strong>Mim Konusu:</strong></span> Yaşadığınız tüm sıkıntıları geride bırakıp, sevmediğiniz insanlardan, yapmaktan daral gelen işlerden uzağa bir tatile gidiyoruz. Bizi yolcu etmeye gelmiş üstelik gıcık olduğumuz herkes. Alayına çalımlı bir bakış fırlatıp arabamıza bindikten sonra, geride kalanları çatlatırcasına müziğin sesini sonuna kadar açıp, tozu dumana katarak oradan uzaklaşıyoruz.<br /><br />Şimdi sizden istediğim, mimlediğim herkes bindiği arabanın resmini son ses açtığı şarkının adını, sözlerin bir bölümü ve söyleyen solistin bir resmini yayınlayacak.<br /><br />Bildiğin <span style="color:#ff0000;">Volkswagen</span> işte.<br /><a href="http://3.bp.blogspot.com/_kIv62nTjdlw/TLgnEQMv-UI/AAAAAAAAAGs/Z1yW821BKnA/s1600/b-313831-1954_Volkswagen.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 247px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528211496618686786" border="0" alt="" src="http://3.bp.blogspot.com/_kIv62nTjdlw/TLgnEQMv-UI/AAAAAAAAAGs/Z1yW821BKnA/s320/b-313831-1954_Volkswagen.jpg" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />Bildiğin <span style="color:#ff0000;">Metallica</span> işte.<br /><a href="http://1.bp.blogspot.com/_kIv62nTjdlw/TLgpx7ajnmI/AAAAAAAAAG0/iMkadepFqyk/s1600/788px-Metallica_at_The_O2_Arena_London_2008.jpg"><img style="MARGIN: 0px 10px 10px 0px; WIDTH: 320px; FLOAT: left; HEIGHT: 244px; CURSOR: hand" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5528214480336690786" border="0" alt="" src="http://1.bp.blogspot.com/_kIv62nTjdlw/TLgpx7ajnmI/AAAAAAAAAG0/iMkadepFqyk/s320/788px-Metallica_at_The_O2_Arena_London_2008.jpg" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />Şarkının sözlerini yazmak yerine linki vermek istedim. Neden diye sorma. Üzülürüm.<br /><br />Buyrun...<br /><a href="http://fizy.com/#s/1lw16c"><span style="color:#ff0000;">Turn The Page.</span></a><br /><br />Mimlediğim 2 kişi var. Galiba ilk mimleri olucak bu. <span style="color:#ff0000;"><a href="http://yalim-yarkin.blogspot.com/">Darius</a></span> ve <span style="color:#ff0000;"><a href="http://mercanyasayan.blogspot.com/">Mercan(Kelebek)</a></span>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com26tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-48767460407602917462010-10-12T11:31:00.004+03:002010-10-12T12:03:43.489+03:00Sabah sinirli uyandıysam sebebi var. Tamam mı?!Herşey mükemmel giderken aldığınız bir haber vardır yaa. Öff! Canınızı acıtır. Kendimi toparlamışım , mutluyum, eski arkadaşlarımla görüşüyorum. Kısacası hayat bana güzel.<br /><br />Dün değer verdiğim bir arkadaşımın benim yerime kararlar verdiğini öğrendim. (Öyle abidik bir insan söyledi ki bunu. "Ehe ehe yok yapmamıştır cağğnım" diye acı acı sırıttım.)<br /><br /><strong><span style="font-size:78%;color:#ff0000;">Yazık lan bana!</span></strong><br /><br />Telefonlar edilmiş hatta bunların benim düşüncelerim olduğu bile söylenmiş. Teşekkür ederim!<br /><br />Başkasının yerine karar almak ne kadar adice. "Niye yaptın?" diye sorsam "Yeaa senin istediğin buydu. Sen cesaretini toplayana kadar ben söyledim işte." der.<br /><br />Hayır ama değil işte. Benim istediğim değil bu. Niye yaptı ki? Hayatım üzerinde söz sahibi olduklarını iddia edenlere ne kadar kızdığımı en çok o biliyor. Ve buna rağmen aynı haltı yedi.<br /><br /><br /><strong><span style="font-size:78%;color:#ff0000;">Bu insan hala bir konu yüzünden bana kızgınmış. "Ayhh kıyamam." Gerizekalı yavşak!</span></strong>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-67946809647979848032010-10-08T22:05:00.004+03:002010-10-08T22:28:13.037+03:00Bu Şehirden Bir Yarkın Geçti.Yarkın 21.15'te otobüse atlayıp İstanbul'u terk etti. Katlanılmaz bir arkadaş olmuşum o yüzden kaçıyormuş. Yok yeaa ondan değil. Daha o kadar eziyet etmedim kardeşime.<br /><br />Yarkın'ın en büyük hayallerinden biri dağa çıkmaktı. Bu sene bir çok hayalini gerçekleştirdiği için (Dövme-Mızıka çalmak-İyi bir hukuk şirketinde staj imkanı) bu dağa çıkma hayalini fazla geciktirmek istemedi anlaşılan.<br /><br />Bugün kısıtlı zamanından bana 1 saat ayırdı. O 1 saatte termal eldiven aldık. Bu eldiven teri dışarı atıyormuş." diye bıdı bıdı konuştu durdu. Bugün bayaa bir dalga geçtim Yarkın ile ama tırsmıyor değilim hani. -15 derece soğuk ve bu Yarkın'ın ilk dağ deneyimi. Yanılmıyorsam çıkacakları dağ 3000 metre. Yarkın'ın dayısına göre basit bir dağ imiş. Ee tabii adam uzun zamandır uğraşıyor dağcılık ile. İşin 2 kötü tarafı daha var. Birincisi Yarkın sigara içiyor ve zaman zaman sıkı öksürük krizlerine tutuluyor. İkincisi ise 1-2 gündür hastaydı. Nezle olmuş, burnu tıkalı. Bugün benim yüzümden de üşüttü biraz. Ben biraz salak olduğum için incecik kıyafetler ile çıktım dışarı. Yarkın yanında üşüyen kız istemez. Montunu, beresini, eldivenini çıkardı bana verdi. Ben "Ayhh parmak uçlarım donuyor yeaa" dedikçe kafama vurdu o ayrı. Şu an otobüste ve büyük ihtimalle ateşi çıktı. Neyse ben dalga geçtim çocukla. "Ölürsen mızıkanı alabilir miyim? Ölürsen montunu alabilir miyim" diye sordum durdum. Ama şimdi hafiften bir tırsma başladı bende. Telefon çekmiyormuş tabii allahın dağında. 2 gün boyunca merakla bekleyeceğiz. Neyse ki yarın Yarkın'ın kardeşi Beyza ile buluşuyorum. Beyza ile Yarkın'ın arkasından rahat rahat dalga geçebiliriz<br /><br /><span style="font-size:78%;color:#ff0000;"><strong>*Aslında yazıcak çok şey var ama tahammülüm yok. Yazdıktan sonra siliyorum hep. 3. cümlede gözlerim dolmaya başlıyor. Gerek yok! Birazda gördüklerimi yazayım dedim. Bakalım...</strong></span>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-22788407199864173582010-10-06T12:49:00.003+03:002010-10-06T13:37:30.259+03:00Kafayı Kırmaya 3 Kala!Ben sır saklamayı çok severim. Öyle böyle değil ama! Bayılırım. İnsanlar gelsin sırlarını, dertlerini anlatsın. Haa! Zaman zaman küçük pislikler yapıyorum o ayrı. Mesela bütün sırları hafızamın en uzak köşesine atarım, zamanı geldiğinde belki işe yarar diye. Şimdiye kadar çok az arkadaşımın sırrını ortalığa dökmüşümdür. Döktüysem bir açıklaması vardır zaten. Yaa o insanlar bana çok büyük kazık atmışlardır veya öyle büyük sırlardır ki tek başıma taşıyamadığım için söylemişimdir. Genelde 2.si oluyor bana. Bazı şeyleri taşıyamıyorum. Bir de ağzımdan laf alanlar vardır. Gerçi bu istisnai bir durum.<br /><br />Yarkın'a özel. Adam herkesin ağzından laf alabilir. Mesela benim bir sırrımı öğrenmiş geçen gün. Sır değildi aslında, sakladığım bir şeydi. Günlerce sordu bana "Öyle mi?" diye "Yok. Öyle değil bu iş." dedim, "Hımm ben yanlış anlamışım o zaman" dedi. Meğersem Yarkın hep uzaktan uzağa ipucu topluyormuş. 1-2 olaydan sonra iyice şüphelenmeye başlamış. İsmini vermek istemediğim bir arkadaşın ağzından almış lafı. Gecenin bir yarısı aradı beni. Bağırmadı, kızmadı. Sadece "Ben sana kardeşim dedim. Ben mi bir şey yaptım? O yüzden mi söylemedin bana?! Hatam varsa söyle." dedi. Tabii beni aldı bir pişmanlık. Açıklamaya çalışıyorum ama açıklanacak bir şey yok. Hatalıyım. NE yapayım?!<br /><br />Dün buluştuk, konuştuk yüz yüze. Çok kırılmış. Haklı. Ben de kırılırdım. Hayır tecrübeliyim bu konuda. En yakın kız arkadaşım da aynı mevzu yüzünden kırılmıştı bana. Neyse ki hemen affetmişti o beni. (Ne kadar salak olduğumu bildiği için kıyamıyor o bana.)(:<br /><br />Bakalım Yarkın Bey ne zaman affedecek? "Affettim" dedi ama ben Yarkın'ı biraz tanıyorsam biraz yerlerde süründürecek beni. Bir süre gerilim verecek bana.oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com12tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-11593562347054617032010-10-04T12:43:00.007+03:002010-10-04T23:04:51.069+03:005 Küçük Kirli Sır.<span class="Apple-style-span" style=" color: rgb(68, 68, 68); font-family:'Trebuchet MS', Trebuchet, sans-serif;font-size:12px;"><b style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><i style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; color: rgb(204, 0, 0); font-size:small;"><div><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><a href="http://trainspottingmia.blogspot.com/"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Mia Wallace</span></span></span></a><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"> tarafından mimlendim.</span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia, Trebuchet, sans-serif;color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style=" font-style: normal; font-weight: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><br /></span></span></span></div><span class="Apple-style-span" style="font-style: normal;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Mim konusu:</span></span></span></span></span></span></i></b><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><b><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> 5 </span></span></span></b></span></span></span><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><b><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">K</span></span></span></b></span></span></span></span><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><b><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">üçük İtiraf.</span></span></span></b></span></span></span></span><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"><b><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><br /></span></b></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">1. </span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Sevgililerimi yakın arkadaşlarından kıskanırım. gerçekten ne hissettiğimi de hayatta anlayamazsınız. O derece!</span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">2.</span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Eskiden sigara dumanına alerjim vardı. 20 metre ötemde içildiği zaman hapşurmaya başlardım. Sonra bir gün ilk sigaramı içtim. Ertesi gün ateşler içinde yatıyordum. Sonra bunu okulu kırma yöntemi olarak kullandı</span></span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">m. </span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">3. </span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Bir şey hakkında konuşulurken gülmeye başlıyorsam, bilin ki yaram var. Gülerek kapatmaya çalışıyorum.</span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">4.</span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">Takıntılı olduğum bazı insanlar var. Bir şekilde msn-facebook-twitter şifrelerini bulup her gün kontrol ediyorum. Bulamazsam her gün sayfalarına bakıyorum. </span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"><br /></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;">5.</span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:medium;"> Sevmediğim insanlara karşı çok gaddarım. "Bilgi güçtür" sözünden yola çıkarak, sırlarını öğrenirim. Haa! Öyle sırlarını açığa çıkarmam, o gerilir zaten ister istemez. Bazen de o sevmediğim insanın sırlarını öğrendikten sonra onu sevmeye başlarım. Kıyamam! Cidden! ):</span></span></span></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><b><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><br /></span></b></span></div><div><span class="Apple-style-span" style="color:#CC0000;"><b><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">*</span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Bu</span></span></span><span class="Apple-style-span" style="color:#000000;"><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;"> da benden olsun.</span></span></span></b></span></div><div><b><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:small;">Sarhoş olduğum zaman çok fazla hisli oluyorum. Sonradan pişman olduğum şeyler yapabiliyorum. O yüzden bir şey anlatacaksınız önce sarhoş olup olmadığımı sorun. Yoksa ertesi gün sizinle dalga geçebilirim.</span></span></b></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-62055133776731442412010-10-04T00:45:00.003+03:002010-10-04T01:18:36.194+03:00Ezel değil! Star Wars!Darius ile konuşurken böyle bir şey oluyor. Ne olduğunu bilmiyorum. Üzüldüğümü anlıyor ve hemen değiştiriyor lafı. Derdimi anlatmam için hiç zorlamıyor. Olta atıyor bana, bende balığım ya tak diye yakalanıyorum oltaya. Sonra takır takır anlatmaya başlıyorum. Neyse benim tadım kaçmaya başlamış hafiften, sürekli Ezel adlı güzide diziden replikler söylüyorum. Nasıl olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yok ama konu bir şekilde Star Wars'a geldi. İşin özü Ezel karakterlerinin Star Wars adlı mükemmel filmden çıktığını gördük. Monte Kristo Kontu falan yalan! Ezel bildiğin Star Wars!<div><br /></div><div>Ezel-Luke Skywalker</div><div>Gezegeni kurtaracağım havaları. Saflık. "Ben iyiyim yeaa, buralar var ya benim dededen kaldı." havaları. Aynı yaa!</div><div><br /></div><div>8-Darth Vader</div><div>İçlerinde iyilik var ama "Kötü olmalıyım" diye diye ne hallere düştüler.</div><div><br /></div><div>Kenan Birkan-Palpatine</div><div>Allah belasını versin Palpatine resmen! 8'in Kenan Birkan'ı öldürmesini bekliyorum dört gözle. Haa olmayacak böyle bir şey tabii. Ama Darth Vader'ın Palpatine'i öldürmesi gibi bir sahne izlesek 8 ve Kenan Birkan'dan. Fena olmaz mı?!</div><div><br /></div><div>Ramiz Dayı-Obi Wan Kenobi</div><div>Bilgelik, güç vs. Ramiz ölsün, Obi-Van gibi ışıklı ışıklı, nur inmiş suratını görelim dizinin sonunda.</div><div><br /></div><div>Bahar-Yoda </div><div>Aynı masumiyet. Aynı saflık. Kötü öldüler. Tesadüf mü?</div><div><br /></div><div>Şebnem-Leia</div><div>Neden Leia ile özdeşleştirdik bilmiyorum. Sanırım Tevfik-Şebnem aşkından.</div><div><br /></div><div>Tevfik-Han Solo</div><div>Deli cesareti var ikisinde de. Tabii bir de aşk!</div><div><br /></div><div>Ali-Chewbacca</div><div>"Bağırmaları aynı" dedi Darius. Ben bilmem!</div><div><br /></div><div>Cengiz-C3PO</div><div>İkiside bir halta yaramıyor!</div><div><br /></div><div>ve </div><div><br /></div><div>Eyşan-R2D2</div><div>İkiside her türlü kapıyı(!) rahatlıkla açabiliyor.</div><div><br /></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-58398646107564500832010-10-03T00:39:00.011+03:002010-10-03T03:01:46.263+03:00Fon Müziği.<a href="http://trainspottingmia.blogspot.com/">Mia Wallace</a> tarafından mimlendim. Hee! Ben yavaş bir blog okuyucusu olduğum için yeni gördüm mimi. Olsun. Geç olsun güç olmasın diye başlıyorum yazıma.<br /><div><br /></div><div><span class="Apple-style-span" style=" color: rgb(68, 68, 68); font-family:'Trebuchet MS', Trebuchet, sans-serif;font-size:12px;"><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:x-small;"><span class="Apple-style-span" style="color:#FF6666;"><b>"</b></span></span></span></span></span></span></span></span><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; line-height: 18px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; line-height: 18px; "><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:x-small;"><span class="Apple-style-span" style="color:#FF6666;"><b>Hayatınıza uygun fon müziği. Fon müziği derken sözlü tabi ama sözleriye değil sadece müziği ile olucak. 3 şarkı seçeceksiniz.</b></span></span></span></span></span></span></span></span></span></span><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="font-family:georgia;"><span class="Apple-style-span" style="font-size:x-small;"><span class="Apple-style-span" style="color:#FF6666;"><b>"</b></span></span></span></span></span></span></span></span><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; "><span class="Apple-style-span" style="margin-top: 0px; margin-right: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; padding-top: 0px; padding-right: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; font-size:small;"><br /></span></span></span></div><div><br /></div><div><a href="http://fizy.com/#s/1mi57g">Leonard Cohen-I'm your man.</a> Her dinlediğimde beni benden alıyor bu şarkı. Hiç anım yok bu şarkı ile. Çok sıkıldığım zamanlarda dinlediğim ve huzur bulduğum bir şarkı. </div><div><br /></div><div><a href="http://fizy.com/#s/1m5duk">Sektor Gaza-Dopilsya.</a> Bu şarkının ilk 45 saniyesi, zihnimde bir soygun anını canlandırmama neden oluyor. Galiba sadece bu yüzden seviyorum bu şarkıyı.</div><div><br /></div><div><div><a href="http://fizy.com/#s/1n41ty">The Scientists-We had love</a>. Heyecanlı olduğum anlar açıyorum bu şarkıyı. İnançla doluyorum nedense. İşte hayatımın gerçek fon müziği bu.</div><div><br /></div><div><br /></div><div>Bu ilk mimlenişim. Tarihe not düşmek istedim.</div></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-53688983990575144582010-10-03T00:39:00.002+03:002010-10-03T01:18:22.788+03:00Cepleri doldurmaya bakalım!"Bir yerden başlamak gerek Şiv'a" diyerek attım kendimi sokağa. Vakit öldürecek bir şeyler aramaya başladım. Zaman geçsin istiyordum sadece. Düşünmeye, sorgulamaya vaktim kalmasın hiç. Hep uğraşacak bir şeyler olsun hayatımda. Haa! İnsanlar olmasın ama. İnsanlar ile uğraşmaktan çok sıkıldım artık. Gerizekalı, kendini bir b*k zanneden insanlar! Laf sokmayı bir özellik sayan insanlar! Korkak insanlar! Kendi g*tünü kurtarmaya çalışırken yanında ki insanı yarı yolda bırakan dallamalar! Kendini güçlü zanneden insanlar!<div>Gerçekten böyle insanlarla uğraşmaktan sıkıldım. "Aman üzülmesin. Ay ben aynı şeyleri yaşatmayayım. Şu an yalnız kalmaya ihtiyacı var. Görüşmesin bizimle kendini toparlasın o yeter. Böyle şeyler sorma." bıdı bıdı bıdı... "Ehh! Bir salak ben miyim?" diye sorasım geliyor bazen. Her şeye katlanan kim? -Ben. Laf sokanlara cevap veren kim? -Ben. Gizlice iş çeviren kim? - Ben. Ulan her şeyi niye ben yapıyorum? Biri de çıksın "Dur lan salah!" desin. Haa demediler mi? Dediler. </div><div><br /></div><div>İstediğim tek şey "Ben yalnız değilim" demekti. "Ben yalnız değilim" diyorum belki ama cılız bir sesle. Bir de etrafımda dimdik(!) duran "arkadaşlarım" var. Çok seviyorum onları ben!</div><div><br /></div><div>İşte bütün bunlar yüzünden insanlar ile görüşmemeye karar verdim. En azından bir süreliğine. Kendimi yormaya çalışıyorum. Haftanın her günü okula gidiyorum sırf evde oturmayayım diye. Okul yeterince zorluyor zaten bu sene. Bir sürü ödev, proje, sunum... Zorlaması güzel ama. Bu işi gerçekten isteyenler ortaya çıkacak. Reklam filmi için ürün düşünürken, diğer yandan sinopsis yazıyorum. Onun dışında Fransızca kursum başladı bugün. Cumartesi-Pazar günleri 2'ye kadar doluyum artık. Günde 4 saat Fransızca bakalım bünyeye nasıl gelecek? Film ekimi için biletlerimi aldım. Tüyap Kitap Fuarı için alınacaklar listesini oluşturdum. Her gün en az bir film izlemeye çalışıyorum. Yeni insanlar ile tanışıyorum. Hatta yaz tatilimi bile planlamaya girişiyorum. O derece! Neredeyse 1 senelik plan yaptım. Bu 1 seneyi cebimi doldurmaya ayırdım resmen.Her şeyi öğreneyim, yapmak istediklerimi yapayım istedim. Cepleri doldururken unutmak istedim. </div><div><br /></div><div><br /></div><div>Ben aslında kaçmak istiyorum ama olmuyor. Hep bir şekilde onu hatırlıyorum.</div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-85348773969462970102010-09-24T23:43:00.006+03:002010-09-25T00:41:14.809+03:00Fransızca...Sevgili anneciğim Galatasaray lisesinden mezun olduğu için franzsızcayı ana dili gibi konuşur. (Hey maşşallah!) Tabii bunun benim üzerinde ki kötü etkileri saymakla bitmez. 3-4 yaşında bir bebe iken, sabahları fransızca şarkılarla uyandırılmak ne demek bilemezsiniz. Haa! Güzel tabii. Ama ayda 1 veya 2 kez böyle uyandırılmak güzel. Her allahın günü bu şarkılarla uyandırılmak değil. Bunun dışında, evde sürekli fransız kanalları açık olurdu. Hem annemin hoşuna giderdi, hem "Şiv'anın kulağı alışsın. İlerde zorluk çekmesin telaffuzda" dendiği için. 8. sınıfa gelene kadar fransızcadan rahatlıkla kaçabildim. Ama ne olduysa o 2003-2004 eğitim-öğretim yılında oldu. O sene sevgili okulum "2.dil koyalım hobareyy" diye bağırarak hem almanca hem de fransızcayı koydular. Sonra dediler ki "Ay siz bu 2 dilden istediğinizi seçin. Biz karışmayız." Ulan! Madem bir iş yaptın tam yap! Niye el kadar çocuğa seçtiriyorsun. Fransızca mı, almanca mı diye düşünürken...Öehh! Ne düşünmesi?! Tabii ki fransızcayı seçtim. Kapı gibi annem vardı. Başım sıkıştığı an anneciğime danışabilirdim. Haa! İşler pek benim umduğum gibi ilerlemedi o ayrı. Annem "Tek başına öğren. Başkalarının anne-babası biliyor mu?!" diye yardım eli uzatmadı. İşin acı tarafı, sınıfta ki bir çok gerizekalının annesi veya babası bir fransız okulundan mezundu. Ve annem bana yardım etmiyordu. <div><br /></div><div>"Çok çileler çektim, çok zorlandım" demeyeceğim. Gayet rahat bir şekilde öğrendim fransızcayı. 1 senede ne kadar öğrettilerse tabii. Sonra LGS mi ne haltsa, ben o dönem biraz salak oldum. "Almanca okiycamm ben yeaa" diye ergen tripleri attım evdekilere. "Aman tamam diyelim. Ergenlik işte" diyen annem. "Ya 8 senedir ingilizce okudu bu kız. Aptallık etmesin. Hayvan gibi ingilizcesi var" diyen babam. "Ehuehe! Babama karşı geleyim. Annem bana yardım eder" diyen gerizekalı Şiv'a. İstediğim okula girdim. Allah kahretsin! Hem Almanca öğrenemedim. Hem o bit kadar olan fransızcamı unuttum. İşin en kötü tarafı, sular seller gibi konuştuğum ingilizce puff oldu gitti.</div><div><br /></div><div>Geçen seneye kadar... Okulum sayesinde İngilizceyi tekrardan canlandırabildim. (Derslerimin bir kısmı ingilizce işleniyor. İyi ki!) Haa almanca hala yok ama olsun. Arada sırada arkadaşlarla almancayı hatırlama girişimlerimiz oluyor. O kadar. Bu Temmuz ayında Fransızca kursuna gittim. Tabii ben kursa başlarken "Ohh Fransız kültür, İstiklal, Fransızca şarkılar, filmler, hebeele hübelee" diye geziniyordum. Bir de nasıl güveniyorum kendime. Öyle böyle değil ama! "Ben zaten biliyorum biraz fransızca. İlk aylar rahat geçecek. Hahaaaay!" diye hayaller kuruyordum. </div><div>"Enne!" Kursa gitmeye başlayınca benim beynim tıkandı. Salak oldum resmen. 2 kelimeyi bir araya getiremiyorum. </div><div><br /></div><div>(Sakın bana öncesinde getirebiliyor muydun diye sormayın. Denendi-Onaylandı. Bir arkadaşım ile mesajlaşırken iş döndü dolaştı fransızcaya geldi. O da biliyormuş fransızca. 2-3 tane fransızca mesaj attık birbirimize. Sonra o tıkandı. Ben değil! "Ben tıkandım" diyince. "Ehuehe!" diye dalga geçtim. Tabii içimden.)</div><div><br /></div><div>1 gün geçti, 2 gün geçti bende tık yok. Anlamıyorum. Çözemiyorum. O kelimeler birbirinin içine giriyor. Bir kelimeden bilmem kimin şarkısı geliyor aklıma, onu söylemeye başlıyorum içimden. Kısacası o 1 ay bok gibi geçti benim için. Zaten bildiğim şeyleri kurs sayesinde unuttum sonra yeniden öğrendim. Bir halta yaramadı kısacası. Sonra dedim ki ben "Ayy! Ben hiç tatil yapmadım. Bir tatile çıksam ne güzel olur aslında." Annem dayanamadı "Anneeeem" diye sarıldı bana. 2. ay da yazdırmadı beni kursa. Eylül ayında dedim ki " Yaa okullar başlayacak. Off tam kendime geliyordum yaa. Kötü olucak." Annem kıyamadı "Bebeğiiiim" diye aldı koynuna. Ekim ayı için hazırlık yapmaya başladım bu sefer. "Yaa tam okul başladı. Önce ona alışsam. Hem ehliyet alayım önce. O daha önemli tabii" dedim. Annem "Siktir lan" diye bağırdı. Kısacası yarın annem kursa kaydımı yaptıracak. Bir yanım istiyor. "Vöhöeey! Yeni bir çevre, yeni dostluklar, İstiklal...." Diğer yanım hiç istemiyorum. "Ayhh! Yeni insanlara kendini tanıtma çabası, cumartesi-pazarın ölmesi, fazladan ders çalışmak...."</div><div><br /></div><div>Lanet olsun! Annem şimdiden ilerisini düşünmeye başladı. "Ehehe 12 ayda bu kursu bitirirsin, diplomanı alırsın. Biraz ara verirsin. Sonra ispanyolca kursuna gidersin. Belki italyanca. Fransızcadan sonra onlar kolay gelir." Hayır "İspanyolca" diyor. Allahım! Çıldıracak gibi oluyorum o İspanya ve İspanyolca laflarında. Nefret ediyorum. Tiksiniyorum. Eskiden en çok merak ettiğim dilden nefret etmek ayrı bir mevzu. Ama öğrenirsem, en azından öğrenmeye çalışırsam bir şeyleri unutabilirim.</div><div><br /></div><div>Ama bu kurs bana iyi gelecek gibi hissediyorum. Kafamı meşgul edecek biraz. Hem belki canımın acıdığını unuturum.</div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com8tag:blogger.com,1999:blog-2240674596811565682.post-41181594747551723682010-09-21T14:33:00.002+03:002010-09-22T13:51:23.750+03:00Sarı DefterDün neredeyse 6 saat boyunca Ayşegül ve onun biricik danaları ile beraberdim. Antikacılar sokağında "Grange" diye bir yerde oturduk, muhabbet ettik, eğlendik... Ben nasıl bir insanım biliyor musunuz? Herkes ile muhabbet ederim. Haa belki görüşmem, aramam. Ama tanıdığa rastladığım an gayet samimi bir şekilde konuşurum. Öyle saklamam hissettikleri, fikirlerimi. Bende çoğu şey açıktır. Gizlediğim şeyler yok mu? Var tabii! Ama ya insanları üzmemek için söylemem yada başkaları rica eder söyleme diye. Yoksa ben anlatırım. Hiç sorun değil. Neyse...Hayatımda zevk aldığım ender muhabbetlerden biri oldu . Öyle Rönesans döneminden falan bahsetmedik. İşin en güzel tarafı sadece 1 bira içtim. Daha fazla içmeme gerek kalmadı. Hatta o bir birayı bile içmesem olurdu. Ayşegül ve danalarının bünye üzerindeki etkisi çok şaşırtıcı. Onlarla konuşmak bana apayrı bir kafa yaşattı. Mutlu oldum. En güzeli aldığım kararları açıkladığım an bir kişi karşıma çıkıp "Yanlış yaptın" demedi. Hepsi destekledi. Onların anlattıkları ile benim de kafamda ki düşünceler netleşti. Bazı şeyleri bilirsiniz ama elinizde somut deliller yoktur ya hani. İşte o somut delillere dün ulaştım ben. Ve tiksindim. "Nasıl görememişim" diye hayıflandım. Dün bütün gece aklıma işittiğim laflar geldi. O lafların altında neler yattığını gördüm. "Öahh" dedim kendime. "Şiv'a ne aptalsın kızım. Hiç mi farketmedin?!" Farketmedim ama işte.Böyle şeyler görmediğim için anlamamışım işte. Ne salaklık. Ama artık biliyorum. Hayatımı buna göre düzenleyeceğim. Aynı masada oturdum bugüne kadar. Öğrenene kadar. Ama artık "Dur" demenin vakti geldi. Ben yokum. Kendi kendinize at koşturun. <div><br /></div><div>Amann! Daha önemli bir durum var. Hayatımı tamamen değiştirecek bir şey. Sarı bir defter. Hediye olarak gelmedi. Dünyada sadece 10 tane yok bu defterden. İçinde "Benimle evlenir misin" de yazmıyor. Bildiğin defter işte. Dia'dan aldım. 2 liraya. Haa! Çok tatlı inkar edemem. Biraz da o yüzden aldım. "Niye önemli?" diye sorarsanız. "Ne biliyiiim ben yeaa!" diye cevap veririm. Sevdim ama defteri. Sanki ona yazacağım şeyler, küçük notlar, hatırlatmalar bana iyi gelicek. Kendimi tanımaya başlayacağım. Sadece bu yüzden bile mutlu olabilirim.</div><div><br /></div><div><br /></div><div><br /></div>oltaignesiyimhttp://www.blogger.com/profile/05341202305317907405noreply@blogger.com8