Vizelerimin başlaması çok tad kaçırıcı. Ben daha hazır değilim yeaa! -Anneannemin rahatsızlıkları moralimi bozuyor. Geçen perşembe katarakt ameliyatı oldu mesela. Normalde basit bir ameliyattır. 15 dakikada biter. Düşünün. Ama bizim koca bebek bir heyecan yapmış, bir panik yapmış ve tansiyonu fırlamış. Doktorlar dil altı hapı vermek zorunda kalmışlar. Ama o da kesmemiş anneannemi. Bunun üzerine bir de iğne yapılmış. "Ne iğnesi?" diye sormadım. Bilen bilir beni. Ben doktordan korkarım. O yüzden yanımda iğne, hastane cart curt lafı ettirmem.
Muhabbet uzamasın diye sormadım o yüzden.
-İnsanların yaptıkları şeyleri duyunca yüzüm kızarıyor. Benim yüzüm kızarıyor lahn! Ben bile utanıyorum duyduklarımdan sonra.
-Arkadaşımı benden çalan o orospu çocuğunun hayatını sikmezsem insan değilim. Yemin ederim. Hayatını karartıcam senin!
-Bu blogu açalı 1 yıl oldu haa! Belirtmeden geçmek istemedim.(:
-Kendi aile bağlarını görmezden gelip başka insanların ailelerine bok atan insanlar vardı bir ara. Nerede onlar?
-Çevremdeki insanlar hayatlarını düzene sokuyor. Benim başım kel mi?! "Niye olmuyooor?"
-Bundan sonra "Bana bir şey olmaz yeaa!" diyerek tek başıma sokağa çıkıp, içki içmeyeceğim. Gecenin bir yarısı arkadaşı dersin başından kaldırıp sokaklara çıkartıyorum sonra.
-Hayatımda güçsüz insanlara yer yok. Bu kadar!
-Anne-Baba! Blogumu okumayı bırakın.
-Zamanında çok gurursuzdum. Cidden! Gurursuz insan görmeye tahammülüm yok artık. Ben dahil.
-Bir post hazırlıyorum. 26 Ekim'de yazmaya başladım ama bitmedi bir türlü. Çok uzun değil ama yorucu. İçim sıkılıyor. Yapmak istemiyorum. Yapmak istiyorum.
-Şu 2 haftada ben değiştim. Gaddar oldum. Yazılanlara, duygulara, o çaresiz bekleyişlere, şarkılara, yalanlara.......böyle boş boş bakıyorum artık. Hatta duyduğum bir çok şey ile mutlu oluyorum. Çünkü bu bazı insanlar başlarına geleni sonuna kadar hak ediyor. "Ölme sakın. Daha çok sürün" diye içimden bağırıyorum kahkahalar atarak.
Bir şey ele geçiriyor beni. Ve ben o kadar mutluyum ki.