2010/06/26

İtiraf ve İntikam-3

Dün gece 1 aydır yaşadıklarımı babama anlattım. Öylece dinledi. Ne kızdı, ne bağırdı. Sadece dinledi. Birilerine anlatmam gerekiyordu hissettiklerimi. Bir babam duruyordu dün gece yanımda. Anlattım. Ağlaya ağlaya anlattım. Canımın ne kadar acıdığını anlattım. Ne kadar korktuğumu, utandığımı anlattım. Saatlerce anlattım. İnsanların ne kadar riyakar ve yalancı olduğunu anlattım. Dost dediğim insanların bile nasıl zalimce arkamdan vurduğunu anlattım. Her konuşmamın sonunda hafifçe bir tebessüm beliriyordu yüzünde. Bunları yeni anladığımı görüyordu. En sonunda sustum. Anlatmam gerekenleri anlatmıştım. Hatta fazlasını anlatmıştım. Sonra durduk. Konuşmadan bekledik. Sonra küfür etmeye başladı babam. Kendimi tutamayıp kahkahayı bastım. Gülmeye başladık sonra. Karnıma ağrılar girerken yanaklarım ıslanıyordu. En güzeli de buydu sanırım. Babam eve girmenin vakti geldi diye yolladı beni. Kaldırımdan kalktığım zaman o mükemmel maviyi(!) gördüm. Eve girdik ses çıkartmamaya çalışarak. Babam beni yatağıma yatırdı, üstümü örttü. Güldü ve gitti.

Uyandığımda saat 2'ye geliyordu. Yastığım ıslaktı. Uykumda ağlamıştım büyük ihtimalle. Tam banyoya girerken telefonum çalmaya başladı. Numara kayıtlı değildi. Tadım kaçtı. Kayıtlı olmayan numaraları açmayı sevmem hiç. Telefonu açtığım an kim olduğunu anladım. Ağzından tek kelime çıkmamış olmasına rağmen anladım kim olduğunu. "Uzun zamandır konuşmuyoruz ama kim olduğumu hatırlamışsındır" dedi. "Evet" dedim. Babamın onu aradığı belliydi. "Baban aradı beni. Sesi endişeliydi. Bir bok yediğin belli." dedi. Kime ihtiyacım olduğunu bilir benim babam. "Dün gece itiraf gecelerimden birini yaşadım o yüzden aramıştır." dedim. Sinsi bir gülme sesi geldi birden. Evet aynı şeyleri düşünüyorduk yine. Tek bir beyin vardı artık. Çektiğim acıyı o da çekiyordu. İçim büyük bir nefret ve kin ile doldu. "İntikamın alınmalı." dedi. Haklıydı. Sonuna kadar haklıydı. Sorun yoktu ama. Tanrı kendi intikamını alıyordu. Ben sadece izleyecektim. Çünkü izlemek keyiflidir! İntikam bekleyebilir. İntikam biraz daha bekleyebilir.

İtiraf ve İntikam-2

Kimse konuşmasın. Kimse soru sormasın. Kimse yargılamasın. Kimse cevap vermesin.
Sadece ben anlatayım. Lafım kesilmesin. Düşünmeden ben anlatayım ne var ne yoksa.

2010/06/23

İtiraf ve İntikam-1

20 Mayıs gecesi. Aslında 21 Mayıs oluyor ama neyse.

2 yıl 3 aydır içimde birikenleri ağlaya ağlaya anlattım. Sadece 2 kişi vardı yanımda. Biri 6 yıllık arkadaşım Dilara, diğeri 2 sene önce tanıştığım ve en ufak sırrımı bile bilmeyen bir adam-Onur. Dilara beni benden daha iyi tanır. Biliyorum. Gözümün içine bakıp ne hissettiğimi bile bilir. O gece alkolün etkisiyle içimde ne varsa anlattım. Yalansız ve abartısız. Korkularımı, hissettiklerimi anlatmaya korkan ben-Şiva. O gece ne var ne yoksa anlattım. Dilara sadece sarıldı. Onur sadece elimi tuttu. O gece ilk kez "keşke" dedim. Keşke arkadaşlarıma sahip çıksaydım. Keşke şunu yapmasaydım, keşke bunu yapmasaydım. Keşke keşke... Ölmekten korkmaz ama keşke demekten korkardım eskiden. O gece o kadar çok "keşke" dedim ki. Allah kahretsin.