2010/11/25

Mimimimimimim

Mim benim işimi kolaylaştırıyor canlar. Paslayın bana 1-2 mim rahat edeyim. ):

Mim Konusu: Garip Alışkanlıklarımız ve Yapamadıklarımız Nelerdir?

-Babamdan para isteyemem ben. Çok utanırım. Anneme söylerim. O ister babamdan. (Babam dünya tatlısı bir insan ama benim çok saçma bir huylarım var. Saygısızlık olarak görüyorum.)

-Kendimden büyüklerin yanında sigara içemem. 4 yaş büyükten bahsatmiyorum tabii. Arkadaşarımın annesi falan. (Saygısızlık abii bana göre!)

-Büyüklerle konuşurken sesim incelir. Mıy mıy konuşmaya başlarım.

-Annem ve babamı öpmemişsem günümün kötü geçeceğine inanırım.

-Yatmadan önce dinlediğim 4 şarkı vardır. Dinlemeden uyuyamam.

Daha var ama aklıma gelmiyor. Gelirse eklerim.(:

Uyumadan önce dinlediğim 4 şarkı.

You're the only one.
Flying away.
Love.
Time after time.

2010/11/14

Bağırmak istiyorum!

Kasım kastırıyormuş abii! Yazacak onlarca şey var ama yok. Iıh! Elim gitmiyor bilgisayara. Öküzlüğüm tuttu diğer blogları bile okumuyorum. Okumak istiyorum ama bilgisayarın başında vakit geçirmeyi sevmiyorum artık. Dizi izliyorum sürekli. Chuck, The big bang theory, Himym, Gossip Girl, House, Fringe ve yazmaya üşendiğim onlarca dizi.

Şu 3 gündür sürekli içim daralıyor. En mutlu olduğun anlarda bile alttan alta bir şey kemirir ya beynini. Hah! Ondan işte!
En yakın arkadaşlarımdan biri gidecek mesela. Deniz. Cuma akşamı kaldım onda. Doğa-Deniz ve ben. Bir mutluyum, bir üzgünüm. Sürekli anılar kemiriyor beynimi. Deniz'in evine ilk gidişim geliyor. Aynı şeyleri yapmamak için (affedersiniz) götümü yırtıyorum ama olmuyor. Rakı içtim, eğlendim, anlattım, ağladım, anlattım, ağladım, sızdım...Deniz ile bir büyük devirmedim demem en azından. Eğlendim ama üzüldüm. Sürekli aklıma bir şeyler geldi. Dilim çözüldü. Sanki ağzımdan kerpetenle laf alınıyor haa! "Nasılsın?" diye sormadan derdimi anlatan bir insanımdır. Dilimin çözülmesi normal bir durum yani. Sabah Deniz'in küfürleri ile uyandım. Pasaportu geldi ve şu 1 hafta içinde Almanya'ya gitmesi kesinleşti. 1 yıl orada kalacak yea! Asabım bozuldu! Herşeyimi bilen arkadaşım gidiyor. "Artık kimseye derdimi anlatamam. Sıkıyor artık. Olayları anlatıyorsun ama yarısında ağzına tıkıyorlar lafı." dedim Deniz'e bugün. Gerçi emşnşm Deniz bile memnun değildir bu kadar çok şey dinlemeye. Yüzüme "Gerizekalısın" diyor ama eminim içinden bin katını diyordur. olsun. Herşeye rağmen dinliyor. Ağzıma sıçsa, duymak istemediklerimi söylese bile konuşuyor benimle. Ağzıma tıkamıyor lafı. O yüzden özleyeceğim onu. Herşeyimi bilen bir insan o. Korktuğum şeyleri dile getiren, beni korumaya çalışan, ilerde pişman olacağımı bildiği için beni engelleyen, yaşadıklarımı bilen, salaklıklarıma katlanan, dinleyen, eleştiren, ağzıma sıçan, mutlu günümde yanımda olan, mutsuz olduğumu söylemeden anlayan, çok içtiğim için kızmayan,...Bunlar işte. Şimdi bu kız 1 yıl yok. Almanya'da. Buraya bunları yazma sebebim ise...Böyle ne bileyim. Gidiyor falan diye değil. Değişmesin diye. En azından bana karşı olan tutumu değişmesin diye yazdım galiba. Bu kadar dürüstüm işte.(: 1 yıl çok uzun bir süre. En azından benim için. Değişmeyeceğini bilsem yazmazdım büyük ihtimalle. Ama nedense çok değişeceğini düşünüyorum. Hüzünleniyorum bir de. Bütün sevdiklerim gidiyor tek tek. Yalın kalıyorum yavaş yavaş. Canım acıyor. Değer veren insanların gitmesi kötü. Çok kötü. Çok özlüyorum beni bırakıp giden insanları. En ufak bir şey bile hatırlatıyor ve ben çok büyük küfürler ediyorum salaklıklarıma. Öyle işte! Böyle bir yazı oldu.

2010/11/07

N'oluyoo yea

Vizelerimin başlaması çok tad kaçırıcı. Ben daha hazır değilim yeaa!

-Anneannemin rahatsızlıkları moralimi bozuyor. Geçen perşembe katarakt ameliyatı oldu mesela. Normalde basit bir ameliyattır. 15 dakikada biter. Düşünün. Ama bizim koca bebek bir heyecan yapmış, bir panik yapmış ve tansiyonu fırlamış. Doktorlar dil altı hapı vermek zorunda kalmışlar. Ama o da kesmemiş anneannemi. Bunun üzerine bir de iğne yapılmış. "Ne iğnesi?" diye sormadım. Bilen bilir beni. Ben doktordan korkarım. O yüzden yanımda iğne, hastane cart curt lafı ettirmem.
Muhabbet uzamasın diye sormadım o yüzden.

-İnsanların yaptıkları şeyleri duyunca yüzüm kızarıyor. Benim yüzüm kızarıyor lahn! Ben bile utanıyorum duyduklarımdan sonra.

-Arkadaşımı benden çalan o orospu çocuğunun hayatını sikmezsem insan değilim. Yemin ederim. Hayatını karartıcam senin!

-Bu blogu açalı 1 yıl oldu haa! Belirtmeden geçmek istemedim.(:

-Kendi aile bağlarını görmezden gelip başka insanların ailelerine bok atan insanlar vardı bir ara. Nerede onlar?

-Çevremdeki insanlar hayatlarını düzene sokuyor. Benim başım kel mi?! "Niye olmuyooor?"

-Bundan sonra "Bana bir şey olmaz yeaa!" diyerek tek başıma sokağa çıkıp, içki içmeyeceğim. Gecenin bir yarısı arkadaşı dersin başından kaldırıp sokaklara çıkartıyorum sonra.

-Hayatımda güçsüz insanlara yer yok. Bu kadar!

-Anne-Baba! Blogumu okumayı bırakın.

-Zamanında çok gurursuzdum. Cidden! Gurursuz insan görmeye tahammülüm yok artık. Ben dahil.

-Bir post hazırlıyorum. 26 Ekim'de yazmaya başladım ama bitmedi bir türlü. Çok uzun değil ama yorucu. İçim sıkılıyor. Yapmak istemiyorum. Yapmak istiyorum.

-Şu 2 haftada ben değiştim. Gaddar oldum. Yazılanlara, duygulara, o çaresiz bekleyişlere, şarkılara, yalanlara.......böyle boş boş bakıyorum artık. Hatta duyduğum bir çok şey ile mutlu oluyorum. Çünkü bu bazı insanlar başlarına geleni sonuna kadar hak ediyor. "Ölme sakın. Daha çok sürün" diye içimden bağırıyorum kahkahalar atarak.


Bir şey ele geçiriyor beni. Ve ben o kadar mutluyum ki.