2011/12/23

Ay Büyürken Uyuyamazmış!

Normalde izlediğim filmleri pek eleştirmem. En azından blogumda. Zaten eleştirmek falan benim haddime değil. İşin okulunda okusam bile eleştirmenlik farklı bir durum. Zevk-renk meselesi var bir de.
"Niye yazıyorsun o zaman bu yazıyı?" diye soruyorsun içinden. Bilmiyorum valla. Konu bulamadım. Bu çıktı.

-Ay Büyürken Uyuyamam.

"Şerif Gören Efsanesi" diye bir kavram vardı bende. Yol, Kurbağalar, Yılanların Öcü, Amerikalı gibi filmleri izledikten sonra oluştu bu kavram bende ister istemez. İlkbaharda duymuştum Şerif Gören'in tekrardan sinemaya döneceğini. 18 yıl sonra yanlış bilmiyorsam. Eser Necati Cumalı'ya ait. Kendi içinde iyi oyuculara sahip. Doyurucu bir bütçe ile çekilmiş. Eleştirileri okumama rağmen "Şerif Gören kaç seneden sonra sinemaya dönücek ve ben izlemeyeceğim ahahahaaa " diye geçirdim içimden. Hatta dışımdan. Fakat, o ne öyle be ağbi?! Eleştirmek benim haddime değil demiştim. Hatta düşüncelerimi bile kendime saklıyorum. Yalnız 2 şey söyleyeceğim. 1-Filmin senaryosu YOK. 2-"Sosyal Deprem'i" (çok garip ve ne idüğü belirsiz) bir deprem sahnesi ile anlatmışlar. İzleyip izlememek size kalmış. Ben yine de Şerif Gören gibi bir yönetmenin filmini beyazperdede izlemekten mutluyum.

-Acımasız Tanrı

Roman Polanski'nin (neredeyse) tek mekanda geçen filmi. Zaman zaman bu -tek mekan- olayı yüzünden biraz bunaldım. Fakat hikaye öyle bir ilerliyor ki tövbe-bismillah gözünüz o tek mekana takılmıyor bile. 4 insanın "özlerine" dönmelerini izlemek ise muhteşemdi. Bir de ben filmden etkilendiğimi hafızama filmden bir kaç cümle attıysam anlarım.
-Erkekler oyuncaklarına çok bağlanıyorsa bu onları küçültüyor.
-Erkeklerin iki eli boş olmalı.
Alan adlı müstesna karakterin telefonu için "Bütün hayatım oradaydı" demesi, hayatını telefona endekslemiş (ya da genel olarak teknoloji) insanların ne kadar komik daha doğrusu acınası olduğunu gösteriyor. Zaten yukarıda yazdığım repliklerde bu telefon muhabbeti ile alakalı. Sadece telefonuna çok bağlı erkekler bile gidip izlemeli ve ne kadar aptal durduklarını görmeliler. Onun dışında Alan gayet güzel bir karakter. Rahatlığı filmin başında biraz rahatsız ediyor fakat ilerleyen dakikalarda yükselen gerilimi dindiriyor. En azından beni gülümsetti.
Onun dışında Alan "düzene ayak uydurmuş" bir avukat. Onun dışında Penelope'nin her an sinir krizi geçirecek hali beni benden aldı.

-Spoiler-
Kate Winslet çok güzel kustu cidden.
-Spoiler-

-Labirent

İşte sanırım 4 film arasından en beğendiğim bu oldu. Filmi izlerken "Ben bu hikayeyi bir yerden hatırlıyorum" diyorsunuz. Çünkü hem klasik casus filmlerine benziyor hem de gerçek hayatta yaşadığımız canlı bomba eylemlerini hatırlatıyor. (Bana göre) Kesinlikle özenti değil bu film. Türk işi olduğunu hissettiriyor. Ama acemiliğinden değil. Zaten acemice çekilmemiş bu film. Bilmiyorum. ben beğendim. Aksiyon filmlerini seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Oyucular zaten harika. Özellikler Ozan Bilen ve Umut Kurt damgasını vurmuş. Hatta oyunculuklarıyla dövmüşler. Şimdi bir kaç replik var aklımda ama yazarsam spoiler'ın allahını vermiş olurum. O yüzden tek bir cümle yazacağım. Fikret: Bu ilk mi sanıyorsun. (Ki bu cümle bence yeter. Hatta Artar.)

-Entelköy Efeköy'e Karşı

"Şahin Irmak var. Bol bol güleriz artık" diyen varsa sakın gitmesin bu filme. Salonda 6 kişiydik 2 kişi ara verildiğinde çıktı. Diğer çift ise daha sabırlıydı. Ama çocuk koca salonda volta attı durdu arada. Kızda sürekli telefonuyla oynadı. Zaten film başladıktan 15 dk. sonra çıktılar. Çıkarken "Beklediğim gibi değildi. Şahin Irmak niye oynamış yea" gibi laflar etti çocuk. Çok güzel hareketler tadında bir şey bekliyorlardı herhalde. Neyse canım bana ne. Niye anlattım bilmiyorum. "Bugün tarihini satan yarın donunu satar" diyen bir "Aşırı"mız var mesela elimizde. Efeköy ahalisinin gözünü açmaya çalışan bir adam bu. Muhtar ile tatlı bir kapışması var. Amcaoğlu diye bir şey yapamıyor ama Muhtara. Nejat Yavaşoğulları var bir de filmde. Ben misafir oyuncudur zannediyordum ama bayaa rol almış. Hiç fena olmamış. Güzel güzel dinledik Bulutsuzluk Özlemini. Hoştu. Film de güzeldi gayet. Afişinden, fragmanından özellikle ADINDAN daha güzel bir film vardı karşımda. Önyargı ile yaklaşmayalım lütfen bu filme. İzleyelim.


*"Niye bu başlığı koydun?" diye sordun herhalde içinden. Ay Büyürken Uyuyamam filminde "Kadınlar ay büyürken uyuyamaz" diyorlardı. Entelköy-Efeköy'e Karşıda da aynı muhabbet vardı. Muhtar diyordu orada da "Ay Büyürken Uyuyamazmış" diye. Hatta "Aşırı" karakteri bu lafın çıkış noktasınıda anlatıyor bize bir güzel. Aynı dönemde vizyona giren 2 filmde de aynı muhabbetin dönmesi hoşuma gitti. O yüzden böyle bir başlık koydum.

14 yorum:

Yasemin Kokulu Bir Hayat dedi ki...

Ay Büyürken Uyuyamama gitmeyi düşünüyorum o kadarda kötü değildir diye umuyorum :)

oltaignesiyim dedi ki...

biricitconsungunlugu
Benim hayal ettiğim gibi olmadı diye belki bu kadar serzenişte bulundum. Bilmiyorum. İzlemek istiyorsan izlemelisin. Ben de eleştirilere rağmen izledim çünkü. :)

Kelebek dedi ki...

Yalnızca Türkiye'de değil dünyada belli bir süre film çekmeyip sonra sinemaya dönen hiç bir yönetmen büyük bir başarı elde edemiyor.Fragmanı bile ümit vermiyor bana aslında
(:Entelköy Efeköy'e karşı abartılıyor çünkü pazarlamayı biliyor adamlar.

Polanski'yi izlemeyi istiyorum göreceğiz. Eleştirmeyi sevmiyorsun ama gene de mantıklı iyisini kötüsünü bir görebilen kısa eleştiriler bana kalırsa.

oltaignesiyim dedi ki...

Kelebek
Abi tamam uzun süre film çekmemişsin ama senaryo yazmayı unuturmu bir insan. Yani senaryonun nasıl yazıldığını unutmamış, ortada senaryo YOK! Şaka gibi.
Entelköy bence güzeldi yaa. Mükemmel değil ama izlenir yani.
Polanski'yi izlerken beni hatırlayacaksın. Eminim.
Spoiler vermeye korkmasam çatır çatır yazarım aslında. Bir de bir şey bilmiyorken daha cesurdum. Sinemaya dair bir şeyler öğrendikçe o cahil cesaretim gitti. Ne yazık ki.

Penny Lane dedi ki...

Ay büyürken uyuyamam ın fragmanı da ilgimi çekmemişti benim pek. gitmem de zaten. ki sinemaya gidecek param da yok :p

oltaignesiyim dedi ki...

Diğdemmmmmmmmimm
Fragmanı bi' değişikti onun zaten.:)

Adsız dedi ki...

acımasız tanrı filmi bittikten sonra..bir silkindim ben açıkcası..ve filmin basını konusunu filan unuttum..bunda sonra insan ilişkilerimi? dur diyeceğim ibrahim...iyi düşün..

oltaignesiyim dedi ki...

Valla Acımasız Tanrı eblehleştiriyor biraz insanı. Sorunları konuşarak halledemeyeceğini anlıyorsun.

Penny Lane dedi ki...

valla fragmanı görünce dedim ki; erotik film la bildiğin.
:D

Nini Nileud dedi ki...

Paylaşımın için sağol, izlemeyi planladığım için spoiler kısımları atlayarak okudum. İzlemeden bir şey söyleyemem elbet ama öyle nazik girmişsin ki konuya, bu ince eleştirinde haklı olabileceğini düşündüm. izleyince yine dönerim buraya

oltaignesiyim dedi ki...

Diğdemmm Valla fragmanı görünce filmin %90 erotik diye düşünmüştüm. Öyle değilmiş meğersem .:)

oltaignesiyim dedi ki...

nini Teşekkürler. Valla bir filmin ne şartlar altında çekildiğini az çok bildiğim için çok ağır eleştiriler yapamadım elbette. Filmleri izledikten sonra sen de düşüncelerini paylaşıran çok sevinirim. :)

balböcükleri dedi ki...

ay büyürken uyuyamamı bende izlemek istiyorum merak içersindeyim ama böyle yazınca şaşırdım çünkü benimde beklentim büyük.

oltaignesiyim dedi ki...

balböcükleri
Valla belki benim beklentim çoook büyük olduğu için bu kadar üzüldüm. Bilemiyorum. Git-gitme demek benim haddime değil o yüzden sen bilirsin. :) Seyretmek istiyorsan sinemada izle. En azından gişede yüzü gülsün.